top of page
Search

HER ŞEYİ DEĞİŞTİREN BİR ŞEY

Stephen Covey’in bu cümlesini okuduğumda bir tek şeyin her şeyi değiştirebileceği pek rasyonel gelmemişti: “One thing that changes everything”

Sonra Patrick Lencioni’nin Ekiplerin 5 Temel Aksaklığı kitabında etkili bir ekip olmak için olmazsa olmaz yine bu şey karşıma çıkınca rasyonellik gözlüğüme sosyal bilim merceğimi de takmaya karar verdim ve gözlem yapmaya başladım.

Aynı dönem içinde 2 farklı proje ekip toplantılarına katıldım. İlk projenin toplantısında projenin başından beri her şey yolunda görünüyordu ama teslimat zamanı yaklaştıkça hiç hesapta olmayan problemler çıkmaya başlamıştı. Bu problemlerin daha önce farkına varılmaması ya da konuşulmaması çok dikkatimi çekmişti. Problemler ortaya çıktıkça herkes birbirini suçlamaya başlamıştı. Proje takviminin sapacağı artık kesin görünüyordu.

İkinci projenin toplantısında ise projenin başından beri en ufak bir sorun bile 1 saat planlanan toplantıları 2 saatlere çıkarıyor, problemler en küçük detayına kadar masaya yatırılarak çözüm bulunmaya çalışılıyordu. Bu proje bu kadar çok problemle nasıl takviminde bitirilecek sorusu aklıma gelmiyor değildi. Projede erken teslimat yapılacağı haberini verdiklerinde ise çok şaşırdığımı itiraf etmeliyim.

Aynı organizasyon içindeki iki farklı ekipten nasıl farklı sonuçlar ortaya çıkmıştı?

Toplantılardaki yaklaşımları ve davranışları karşılaştırmaya çalıştım:

İlk projenin toplantılarında ilk aşamalarda çok sessiz ve sorunsuz bir ortam vardı; her şey yolunda görünüyordu. İkinci projenin toplantılarında ise çok seslilik hakimdi, herşey konuşuluyordu.

İkinci ekip iş dışı zamanlarında da sık sık bir araya geliyordu, birinci ekip için böyle bir durum gözlememiştim.

İlk projedeki ekibin çıkan sorunlara yaklaşımı ile ikinci projedeki ekipten çok farklıydı. İlk ekip sorunun sorumlusu hakkında tartışarak ve sorun etrafında konuşarak zaman harcıyor; ikinci ekip ise sanki hatayı hep birlikte yapmış gibi davranarak çözümün etrafında konuşuyorlardı.

İşte bu gözlemlerim bana o şeyin ne kadar etkili olabileceğini ve gerçekten herşeyi değiştirebileceğini gösterdi. O şey ne mi?


GÜVEN



Hata yaptığında ekip arkadaşlarının bu hatayı sana karşı kullanmayacaklarına güveniyorsan, hiç bir şey saklamıyorsun ve sadece sorunların çözümüne odaklanıyorsun. Ve bu güven bağlarını da Simon Sinek’in dediği gibi iş dışı zamanlarda insanlarla birbirimizi tanımak için geçirdiğimiz zamanlarda kazanabiliyorsun. “The time we spend getting to know people when we are not working is part of what it takes to form bonds of trust.” (Simon Sinek)


Bir anda kaybedebileceğimiz ama çok uzun zamanda kazanabileceğimiz,


Kazandığımızda daha hızlanacağımız,


Kazandığımızda daha az maliyetle daha çok işler başarabileceğimiz


Her şeyi değiştiren O ŞEY,


GÜVEN...


Ve bir Lider olarak en önemli sorumluluğumuz güven ortamını sağlamak olmalı.


Mustafa Hafızoğlu




43 views0 comments

Recent Posts

See All

Seeing the Big Picture

I call myself a Big-Picture Man. I think this comes from my educational background. Being an industrial engineer, systems thinking training led me to be able to work on system components without losin

bottom of page